İçeriğe geç

USUL-İ FIKHIN BAZI KAİDELERİNDEN YOLA ÇIKARAK GÜNÜMÜZÜ ANLAMAK

Malum, usul- fıkıhta bir takım kaideler geliştirilmiştir. Önce bunlara birkaç örnek verelim:

1. Bir lafız evvel emirde hakikat ifade eder, ancak bir karine varsa mecaza hamledilebilir.

2. Bir emir evvel emirde vücub ifade eder, ancak bir karine varsa nedbe hamledilebilir.

3. Bir lafız evvel emirde umum ifade eder, ancak bir karine varsa tahsis edilebilir.

4. Bir lafız evvel emirde zahiri üzere kabul edilir, ancak bir karine/bir ihtiyaç varsa tevil yoluna gidilir.

Peki bu kaideleri nasıl aktüelleştirebiliriz, onlardan nasıl ilham alabiliriz? Bu kaideleri günümüzü anlamak için nasıl bir yönteme, nasıl yeni bir tür kaideye dönüştürebiliriz? Burada maksadımız bizatihi bu kaideleri aktüelleştirmek değil, bu kaidelerin ürettiği formu dikkate alarak yeni tartışmaları anlamaya ve onlara uygulamaya çalışmaktır. Örneğin yeni tartışma alanlarımızı veya yöntem tartışmalarımızı şu şekilde kaideleştirmek mümkündür:

1. Tartışma alanı: Evrensellik-Tarihsellik

Kaide: Bir hüküm evvel emirde evrenseldir ancak tarihsel olduğuna dair bir karine varsa ona dönülür. (Bir hükmün evvel emirde tarihsel olması İslam dininin tabiatına aykırdır)

2. Tartışma alanı: Lafız-makasıd/maslahat

Kaide: Bir hüküm evvel emirde lafzın delaletine bağlıdır, ancak bir karine/bir ihtiyaç varsa lafzın zahiri terk edilir, maksada bakılır. (Bir hükmün evvel emirde, ilk başta insanların maslahatına göre değerlendirilmesi dinin tabiatına aykırıdır)

3. Tartışma alanı: Kıssaların gerçekliği

Kaide: Bir kıssa evvel emirde hakikattir, tarihsel bir gerçekliktir, ancak sembolik olduğuna dair bir karine varsa ona dönülür. (Kıssaların evvel emirde tarihsel kabul edilmeleri onları mitolojiye dönüştürür ki, bu, kıssaların “hak” oluşuna aykırıdır)

4. Tartışma alanı: Hz. Peygamber’in beşeriliği

Kaide: Hz Peygamber’in davranışları evvel emirde nebevidir, ancak beşeri olduklarına dair bir karine varsa ona dönülür. (Bir mümin için Hz. Muhammed önce bir peygamberdir; önce beşer kabul edilmesi nübüvvet müessesesine aykırıdır)

5. Tartışma alanı: Din ve bilim

Kaide: Kur’an’ın zahiri bilgi açısından evvel emirde hakikat ifade eder. Ancak Kur’an’ın zahirinin murat olmadığına dair bir karine, bir delil ortaya çıkarsa ona dönülür ve Kur’an’ın zahiri mecaze hamdedilerek te’vil edilir. Kur’an’ın zahirinin te’vil edilebilmesi için tek bir şart vardır: Mevcut bilimsel bilginin kesin olması ve tüm bilim adamlarının ittifak halinde bulunması. Zannî bilimsel bilgi karşısında Kur’an’ın zahiri terkedilmez.

Kategori:Yazılar

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir