İçeriğe geç

KADERİN GARİP CİLVESİ: İBN TEYMİYE’Yİ ANLAMAK

İbn Teymiye, İbn Arabî’yi tekfire varacak boyutta sert eleştirmişti. İbn Arabî dokunulmaz ve eleştirilmez değil elbette ama kanaatim odur ki, İbn Teymiye İbn Arabî’nin sistemini tam anlamadan onu maalesef tekfir etmişti. 

Kaderin garip cilvesi dediğim husus ise şu: İbn Teymiye, hayatta iken, vefatından sonra hatta günümüzde bile sapkınlık, aşırılık, dalalet ve yalancılık ithamıyla karşı karşıya kalmıştır. Buna “ne edersen onu bulursun veya ne ekersen onu biçersin” mi demeliyiz? Bilemiyorum. Ama bildiğim, İbn Teymiye böyle yaparak yanlış yapmıştı, aşırı gitmişti.

Benim üzüldüğüm nokta ise ehl-i sünnet camiası olarak yaşananlardan hiçbir ders almayışımız ve tarafgirlikle meselelere bakmamız. İbn Teymiye’yi sevenler İbn Teymiyecilik yaparak tasavvufu şirk ile itham etmeye, İbn Arabî’yi tekfir etmeye ve tarikatları sapkınlıkla suçlamaya devam ediyor. Ehl-i sünnet olduğunu söyleyenler de ehl-i sünnetçilik yaparak İbn Teymiye’yi tadlil etmeye, yalancılıkla suçlamaya ve ehl-i sünnet olmadığını söylemeyi sürdürüyor. Bunu yaparken de özellikle İbn Teymiye’nin kitaplarına değil, İbn Teymiye’yi anlamadan eleştiren alimlere dayanıyorlar. İbn Teymiye’nin kitaplarından nakil yaptıklarında da maalesef anlamadan, önüne arkasına bakmadan, bütüncül yaklaşmadan hemen ithama başlıyorlar. Şahsen bu illete kendimin de düçar olduğunu ifade etmeliyim.

Bazen İbn Teymiye de yanlış anlaşılmaya mahal veriyor doğrusu. Özellikle “cisim” meselesine takılmış gözüküyor. Basit olarak dese ki: Cisim lafzı naslarda sabit değildir. Dolayısıyla biz de Allah’ın cisim olduğunu kabul etmiyoruz. Mesele anlaşılacak. Ama dolambaçlı yollara giriyor. Cisim lafzının iki manada kullanıldığını söylüyor. Biri mekan tutma anlamında; diğeri ise var olma manasında… İkinci anlamıyla Allah’ın cisim olduğunu söylemek mümkün gözüküyor. Bu yollara girmeye gerek var mı? Selefe tabi olduğunu iddia eden biri bu tartışmalara bu şekilde girer mi? Demek ki, kelam yapmadan, felsefe yapmadan olmuyor! Olunca da böyle oluyor! Naslarda Allah’ın cisim olduğu geçiyor mu? Geçmiyor. Sonra cisim diye bir tartışma yapılıyor! Bu tartışmada cismin yer kaplayan bir şey olduğu açık. O halde neden cisme sanki manası muhtemel gibi bir yaklaşım sergileniyor?! Mesela naslarda Allah için “şey” tabiri geçer. Buna rağmen selef, örneğin Ebu Hanife, “şey”in akla gelebilecek mekanla ilintisini nefyeder. Allah şeydir, ama cisimsiz, cevhersiz, arazsız, bir sınırı, zıddı, misli olmayan bir şeydir. Ebu Hanife’den bahsetmişken o, Allah’ın cisim olmadığını belirtmiş oluyor. İbn Teymiye ise seleften hiç kimsenin Allah’tan cismi nefyetmediğini söylüyor. Ebu Hanife nefyettiğine göre İbn Teymiye acaba Ebu Hanife’yi seleften kabul etmiyor mu?

Diğer yandan İbn Teymiye yine cisimle ilgili şu açıklamaları yapıyor: Selef zamanında “Allah cisimdir” de denilmemiştir; “Allah cisim değildir” de denilmemiştir. Yani selef zamanında ne ispat vardır ne de nefiy. Az önce Ebu Hanife’den bahsetmiştik. Bunu geçelim. Biraz düşününce aslında İbn Teymiye’yi anlıyoruz. Onun derdi selef zamanında bu tartışmaların olmadığını, bu tartışmaların sonradan ortaya çıktığını vurgulamak. Ama neticede kafa da karıştırıyor. Ne demek “Allah cisim değildir” de denilmemiştir? Hemen akla “o halde Allah cisimdir” mi denilmiştir, geliyor. Muhtemelen İbn Teymiye’ye mücessime diyenler de böyle anlıyor! İbn Teymiye niye Allah’ı tenzih etmiyor? Oysa İbn Teymiye “Allah cisimdir” de denilmediğini vurguluyor zaten. Onun amacı Allah’ı tenzih veya teşbih etmek değil, lafızlarda Allah’ı tanıtan nelerin olduğu… Onlara teslim olmalıyız derdinde. Ona göre te’vil etmemek tenzih olmuş oluyor. Daha fazlasını söylemeye gerek duymuyor. Zira selef söylememiş ona göre. Bunlara bakıp şimdi İbn Teymiye kesin mücessimedir diyebilir miyiz? Bana göre diyemeyiz. Bazı ifadelerinin gereksiz olduğunu, tecsim olarak anlaşılabileceğini söylemek başka, kesin tecsim inancını savunuyor demek bambaşkadır. İbn Teymiye’nin yerinde olsam şöyle yapardım: Naslarda cisim lafzı yoktur. O halde Allah için cismin olduğunu veya olmadığını hiç tartışma konusu yapmam. Cisim tartışmalarına bakarım. Cismin hep bir mekanla ilintili kullanıldığını görünce Allah’tan cismi nefyederim. Ama böyle yapmadı İbn Teymiye… Selefiliği biraz ileriye taşırarak Allah ne cisimdir ne de değildir şeklinde biraz zorlanınca ancak anlaşılabilecek cümleler kurdu.

Tam bu noktada Zürkanî’nin bir tespitine denk geldim. Müteşabih bahsinde üzüldüğünü söyler ve bir uyarıya yer yerir. Ona göre bugün bazıları bir şey söylüyor ve bu söylediklerimi selef-i salihine nispet ediyor. Böylece sanki kendileri selefi imiş gibi halkı aldatmaya çalışıyorlar. Buna dair örneklerden birinde onlar “Yüce Allah maddî işaretle gösterilebilir, O’nun altı yönden üstünlük yönü vardır” gibi sözler sarfetmişlerdir. Yine onlar, Allah’ın, hakiki anlamda arşına istiva ettiğini, yani tam anlamıyla onun üzerine oturup hakiki anlamda oraya yerleştiğini söylüyor, ancak bunun ardından tekrar dönüp şöyle diyorlar: “Bu bizim yerleşmemiz gibi ve bizim bildiğimiz tarzda değildir.” Diğer müteşabih ayetleri de böyle anlıyorlar. Oysa selef ve halef mezhebi bellidir. Selef te’vil etmez, anlamı kabul eder, nasıllığı sorgulamaz. Halef ise te’vil eder. Her iki alim grubu da tenzih etmiş olur. Mezkur anlayış ise bunların herhangi birine dahil değildir. (Bk. Kur’an İlimleri, II, 421) Halefe zaten dahil olmaz da, selefin görüşüne de dahil değildir. Selef istiva malumdur, keyfiyeti meçhuldür. Malum oluş luğavî anlamların gösterdiğine göre zahir olarak bilinen bir şey olması yönüyledir. Selefiler ise istiva hakiki olarak yerleşmektir, ama bizim gibi bir yerleşme değil demektedir. Neden selef gibi “istiva malum, keyfiyeti meçhul dememektedirler?

Hulasa tartışmaları yerli yerine oturtamayınca ehl-i sünnet camiası olarak kan kaybediyoruz. Bunlardan ders çıkarmadığımız müddetçe de kaybetmeye devam edeceğiz. İbn Teymiye de İbn Arabî de bizimdir. Eleştireceksek eleştirelim, sıkıntılı noktalarını vurgulayalım. Ama bunları ehl-i sünnetten dışlamanın, tekfir veya tadlil etmenin hiçbir anlamı yoktur. Eleştireceksek de muhakkak anlayalım. Bu ise gerçekten zor bir durumdur. Ben anladım ki İbn Teymiye’yi de İbn Arabî’yi de anlamak oldukça zordur. Tüm eserlerini şerhleriyle birlikte mütalaa ettikten sonra ancak yargıda bulunabiliriz. O halde onlar hakkında konuşurken çok temkinli davranmalıyız. Özellikle İbn Arabî hakkında çok daha dikkatli olmak durumundayız. Onun sistemi mantığa değil, keşfe ve zevke dayanıyor.

Belki de sorun bugün İbn Teymiyecilik yapanlardadır. Bunların bir kısmı İbn Teymiye’ye sarılarak tekfirleri, şirkleri havada uçuşturtmaktadır. Gerçi bazen İbn Teymiye de buna sebep olmadı değil, diye düşünüyorum. Neyse, bu da ister istemez karşı tepkiyi doğuruyor. Belki de İbn Teymiyecilik yapanların İbn Teymiye’nin yakasını bırakması gerekiyor. 

Son bir nokta: Bugün bazı ilim adamlarının karşı karşıya kaldığı ithamları görünce İbn Teymiye’ye reva görülen muameleyi daha iyi anlıyorum. Örneğin Cübbeli ve Şimşirligiller tarafından Halis Aydemir ve Nurettin Yıldız’a yapılan haksız itham ve iftiraları görünce İbn Teymiye’nin de aynı kaderi paylaştığını anlamak hiç de zor olmuyor. Maalesef bu itham ve iftiralar ehl-i sünnet adına yapılıyor. Bunların yanlış olması bir yana ehl-i sünnet de maalesef kirletilmiş oluyor. İbn Teymiye’ye yapılan bundan farklı değil. O halde kafaları toplayacağız, insaflı olacağız, akıllı olacağız, başka çaresi yok!

Kategori:Yazılar

Tek Yorum

  1. Fatih Gündüz Fatih Gündüz

    Selamün aleyküm Hocam. Bu konuda yine sizin gibi sevip, sözüne itimat ettiğimiz hocalarımızdan Ebubekir Sifil Hocamız da ibn Teymiye’yi uzun yıllar çalışmış ve neticede mücessimeye son derece sadık hizmetleri olduğunu söylüyor hatta izlediği usul bırakın büyük bir alimi sıradan bir müslümana bile yakışmayacak şekilde, edep sınırlarını aşıyor gibi.
    Hoca’nın kullandığı kaynaklar da İbn Teymiye’nin kendi kitapları yani bayağı kuvvetli iddialar gibi… Belki bir göz atmak istersiniz diye bir ikisini ekleyeyim ama İbn Teymiye – Ebubekir Sifil diye arayınca hocanın zaten çok fazla işlediği bir konu olduğu için fazlaca konuşmasına ulaşabilirsiniz.
    https://www.youtube.com/live/_Lp7vupCOgI?si=5elfjjIrqRUtmNf1
    https://youtu.be/1zNVpxPWdW8?si=Xxw1BRAKgqkk5AvY

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir