İçeriğe geç

İKİ AŞIRILIĞIN ARASINDA BİR ORTA YOL

Günümüzde Müslümanların bazı konularda sıkıntı yaşadığı malumdur. Üç örnek üzerinden meseleyi anlatmak isterim:
 
1. Eleştiri ve hürmet: Bu örnek herkesle ama özellikle alimlerimizle ilgilidir. Alimlerimiz söz konusu olduğu zaman eleştiri ve hürmeti birlikte yürütmemiz lazım. Tabii burada söyleyeceğimiz şeyler ehlini ilgilendiren şeylerdir. Buna göre hürmetsiz eleştiri aşırılıktır. Eleştirisiz hürmet de bir başka aşırılıktır. Hürmetsiz eleştiri alimleri itibarsızlaştırmak ve genç nesilleri alimlerimiz konusunda yanlış yönlendirmek ve doldurmaktır. İlim ehline saygı göstermeyen bir nesil, ilme de saygı göstermez. Eleştirisiz hürmet ise ilim ehlini kutsallaştırmaya dönüşebileceği gibi ilmin önünü tıkayan tıkaç vazifesi görür. Orta yol hürmetle birlikte eleştiridir. Bunu başarabilmemiz lazım.
 
2. Gelenek ve modernite: Bu örnek de avamı ile alimiyle herkesi ilgilendirmektedir. Gelenek ve modernite ilişkisini sağlıklı bir zemine oturtmak İslam’ın yaşanabilirliği açısından oldukça önemlidir. Buna göre geleneksiz moderniteyi savunanlar var. Geleneksiz modernite bir aşırılıktır. Zira bu tür modernlik köksüz olmak anlamına gelir. Buna karşı olarak modernitesiz geleneği savunanlar söz konusudur. Bu da bir başka aşırılıktır. Zira bu tür bir gelenek ölü hayat anlamına gelmektedir. Bunun orta yolu ise geleneğe dayalı modernliktir. Burada modernlikten kastımız yeni durumdur, yeni bazı durumları dikkate almaktır.
 
3. İlim ve aksiyon (hareket, amel): Bu ilişki de yerli yerine oturtulmazsa donuk ve ruhsuz bir mümin prototipi ortaya çıkar. İşte tam da bu noktada yine iki aşırı uçla karşı karşıya kalabiliyoruz. Buna göre ilimsiz aksiyonu savunanlar var. Bunlar, aksiyon ve cihad taraftarıdır. İlme, araştırmaya, merak etmeye, sorgulamaya, incelemeye ihtiyaç duymazlar. Bu bir aşırılıktır. İlimsiz aksiyon, bizi yanlışa götürebilir, cihadımızı ifsat edebilir. Cihad adı altında zararlı eylemlere yönlendirebilir. Tam bunun karşısında aksiyonsuz ilmi savunanlar vardı. Bunlar da hep araştırmak, sorgulamak, incelemek isterler. Ama bildiklerini yaşamak, hayata aktarmak, başkalarıyla buluşturmak, bunun bilincini yeşertmek gibi gaye ve tasaları yoktur. Aksiyonsuz ilim, kişiyi ruhsuz ve bilgi yüklü flash bellek gibi yapar. Bunun orta yolu ise ilme dayalı aksiyondur, ameldir, ibadettir, cihattır.
 
Sonuç olarak denilebilir ki, orta yol her zaman iyidir. Ama şunu da kabul etmek lazım ki çok zordur. Hele yaşadığımız dinin pratiği olmayıp da sadece teorisi ile uğraşıyorsak bu zorluk artmaktadır. Ama ne olursa olsun bu zorluğu aşmanın yolu okumaktır, tartışabilmektir, ufku genişletmektir. Ve pek tabii ki burada kalmayıp bunları amele dönüştürebilmektir.
Kategori:Yazılar

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir